Hızlı okumak hakkında tahmin edecek olursam herkesin olumlu düşünceleri vardır. Yer yer haklılıklarıda olabilir. Bazı kitaplar hızlı okununca daha kısa zamanda, anlaya anlaya okunabilir. Örneğin romanları bir oturuşta okuyup bitirebilirsiniz, anlarsınızda. Olaylar vardır sadece, yaşanmıştır ve anlarsınız, düşünecek pek bir şey yoktur. Okur geçersiniz. Ancak bu hızlı okuma olayı her kitapta, her eserde sökmez. Bu kitaplar laf olsun diye yazılmamıştır. Bunları bir oturuşta hazmedemezsiniz. Bir sayfa için oturup yarım saat düşünmeniz gerekebilir hatta bir cümlesini günlerce düşünmeniz gerektiğini söylersem mübâlâ etmiş sayılmam. Bu kitaplar okunması için değil yaşanması için yazılmıştır. Yani birer eserdir bunlar. Bu eserler masa başına oturup ne yazsam diye düşünürken birden ampülün yanması olayı değil hayat boyu süren ilim'in meyveleridir. Bunları yazanlar ne para için ne şan-şöhret için yazmışlardır bu kişilerin tek bir amacı varsa oda "hakk" tır. Bu vesileyle okuyanı fazla değildir. Okuyanının az olması zaten o kitapların değerini dahada iyi gösterir bence. Doğrular genelde çoğunluğun değil, azınlığın kimin ne düşündüğünü umursamadan yaptıpığı şeylerdedir. Onlar "bu gün 500 sayfalık bir kitap okudum" diyenlere inat, hayatları boyunca 1 cümleyi yaşamak için uğraşır. Bir harf öğretenin kölesi olurlar. Bunlar ne okurlar başta, Kuran okurlar, alemi okurlar, nesneleri okurlar, tecelliyi okurlar. Kul yapısı olarak, Mevlana, Yunus, Hacı Bayramı Veli, Hacı Bektaşı Veli, Ahmet Yesevi, İmam Gazali, Muhiddin Arabi, Şeyh Hacı Galip Hasan Kuşçuoğlu, Atatürk, Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek...
Yazan: M.Gökhan BEKEN(20.10.2010)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder