30 Temmuz 2013 Salı

https://eksisozluk.com/hicbir-alanda-uzman-olmayan-insan--2396510?a=nice

 https://eksisozluk.com/hicbir-alanda-uzman-olmayan-insan--2396510?a=nice

herhangi bir ülke nüfusunun % bilmem kaçını oluşturan birim kitlenin, özgül kütlesidir.

bazen hayatta hiç bir konuda uzman, bilirkişi veya profesyonel olmadığımı düşünüyorum. bazen hiç bir şey bilmediğimi düşünüyorum. dur bi dk! hakkaten hiç bir şey bilmiyorum galiba. hani şu, ağzına kadar tıklım tıklım dolu olan metrobüs, e-5'te seyir halinde iken, hani olmaz ama olur da içindeki yolcularıyla birlikte andromeda galaksisinde içinde hayat olan bir gezegene ışınlansa birden.

sonra o gezegenin toprağına ayak bastığımız andan itibaren, yeni bir medeniyet kuracaksak şayet, hiç bir konuda uzman olmadığım için bir katkım da olmayacak galiba insanlığa. belki yüz veya bin yıllar sonra, metrobüs şöförü o gezegende tekerleği bulan adam olarak anılacak, belki yüz-bin yıllar sonra, önünde turistlerin fotoğraf çektirdiği tarihi su kemerleri şu önümde oturan su tesisatçısı ile mimarlık öğrencisinin eseri olacak. şu meslek lisesinde marangozluk okuyan çocuk ile ticaret lisesinde okuyan kızın soyundan bile bilim adamları çıkacak. ya ben? peki ben? hiç bir konuda uzman olmayan halimle ben ne olacağım lan? kendimi efes harabelerindeki bin yıllık merdivenlerin arasındaki çatlakta yaşayan çiçeksiz bir diken gibi hissediyorum. bu entrydeki gizli bkz'leri bile sözlükten arayarak buldum. ne acı! en az bir düz lise kadar dümdüzüm. mezun olduğum fakültedeki bölümle alakalı bir iş de yapmadığım için, üniversite bilgilerimi de unuttum. sadece sınavlar için öğrenmiştim ben onları. ama şimdi, bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir.



https://eksisozluk.com/tirt-bir-alanda-uzmanlasma-arzusu--2078295
bu uzmanlaşma hadisesi kafa yormaya değer geldi bir anda.

şimdi, hayatta zilyon tane alan, zilyon kere zilyon tane alt başlık bir kaç çarpım daha kere de detay var. sonsuza yakınsayan tercih sayısına rağmen belli başlı alanları seçip öncelikli olarak onlara yoğunlaşarak onlar üzerinde hakim olma eğiliminde olduğumuz da bi gerçek. seni beni bu alana yönlendiren temel faktör de belli; daha önceden köşelenmiş, tercih edilmiş, kabul görülme, iletişebilme sınırları ile çevrelenmiş alanları tercih ediyosun haliyle. "şu müşterek alanlarımı bir oluşturayım da sonrasına sonra bakarız" diyosun. genelde sonra bakamıyosun onlara. ortalama akıl ile gidip ortalama bir adam olup çıkıyosun sonunda. hani şu insan içinde iki kelime konuşamayan fizik dahileri falan var ya, onlardan biri olma şansını tepiyosun belki de ama işte nerde sende bende o farkındalık. bunlar bilindik mevzular. bunları geç.

ama işte diyorum ki, keşke zamanında biri gelip bana bunları anlataydı, benim gözümü açaydı, bana yol göstereydi, bu gittiğin yol yol değil diyeydi. ne yapsaydı mesela? atıyorum çocukluk çağlarımda beni mahalle takımından çıkartıp okçuluk kursuna yazdırsaydı birisi. ağlardım, "bırak beni, takımımın bana ihtiyacı var" diye zırlardım belki ama şimdi elim iki ok tutardı fena mı? kaç tane okçu tanıdın hayatında? okçu olmanın karizması mahalle takımında stoper olmakla bir mi? değil işte. düşünsene, mahallede okla gezen bi tipsin, elmayı dalından okunla indiriyosun, yüzüklerin efendisini izlerken "o legolas önce oku tutmayı öğrensin, ok öyle tutulmaz bi kere" şeklinde sıktığında herkes sana inanıyor. her yüzüklerin efendisi sohbetinde akla sen gelmez misin? gelirsin. e fena mı? alternatif maliyeti ne? mahalle maçında muz orta yapamamışsın. bu mu kaybın?

hadi onu geçtim, mesela, ne bileyim, nanolitografi hakkında her şeyi bilsem. bu arada hayatımda ilk kez 15 saniye önce gördüm bu kelimeyi, biliyormuşum gibi kullanmış olmayayım. olmayayım ama olsam keşke. bunu bir tek ben bilsem. ama bir tek de bunu bilsem. başka bi cacıktan anlamasam. ne konuşulsa konuyu nanalitografiye çeksem. biri bu konuya teğet geçer geçmez "bir kere o konu öyle değil, ben bu işe yıllarımı verdim, bissaniye lütfen" diyerek sözü alsam, en az 40 dakika nanolitografiden konuşsam. konumun adamı olsam. nasıl olur? fena olmaz di mi?

bu uzmanlaşma hadisesi taa platon'dan beri tartışılagelen bi mevzu, çok farklı bakış açılarını da okumuşsundur sen de mutlaka ama olayı bu yönüyle ele alan kimseyi tanıdın mı? şahsen ben tanımadım. işte bu da benim felsefe ve bilim dünyasına armağanım olsun. ya da yok lan niye armağanım olsun, millet kavram bulunca akım geliştiriyor, ben niye güzelim kavramımı heba edeyim. uzmanlaşma denilince akla gelen ilk isim olan adam smith bu kavramı irdeledi mi? irdelemedi. o halde klasik ve neoklasik iktisata eleştirim olsun bu kavram. "neoklasik ne de bu klasik uzmanlaşma teorisi" adını veriyorum bu teoriye. ortada bir teori yok gerçi ama neyse. adam smith akıllı olsun akıllı. öyle yok portekiz şarapta uzmanlaşsın, yok ingiltere kumaş üretsin sonra değişsinler tokuşsunlarla olmuyo bu işler.

ya bu arada tırt alan derken okçuluk ve nanolitografi falan dedik, inşallah sözlükte bu alanların parıldayan yıldızları, günümüzün en önemli temsilcileri falan yoktur, bu yazıyı okumazlar. lan size demiyorum oğlum sinirlenmeyin. hele okçu kardeşime hiç demiyorum, adresi bulup indirmesin okuyla sonra. bakın tırtsınız demiyorum, tırtsanız diyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder